Hamile kalabilmek için birçok ek yöntem bulunur. Bu yöntemler zamanla gelişip çeşitlenebilir. Bunlara birtakım örnekler vermek mümkündür:
Sperm Yıkama
Sperm yıkama, hareketliliği iyi olan sağlıklı spermlerin, hareketliliği zayıf olan sağlıksız spermlerden ve meniden ayrıldığı bir işlemdir. Bu prosedür, in vitro fertilizasyon (IVF) ve intrauterin inseminasyon (IUI) gibi tedavilerde döllenme şansını artırmak için kullanılır.
Nasıl etki eder: Yeni veya dondurulmuş, çözülmüş meni, sağlıklı, hareketli spermleri sağlıksız, hareketsiz spermlerden ayırmak için bir santrifüje yerleştirilir. İyi sperm, potansiyel olarak toksik maddeleri veya sıvıları uzaklaştırmak için saflaştırılır ve böylece yumurtayı potansiyel olarak daha iyi dölleyebilir hale gelir.
Potansiyel riskleri veya dezavantajları: Sperm yıkama, IUI ve IVF için başarı şansını artırmak için yapılır, bu nedenle herhangi bir dezavantajı yoktur.
Başarı oranı: IUI (Aşılama) için yüzde 5 ila 20 ve yaşınıza bağlı olarak, IVF (Tüp Bebek) için yüzde 4 ila 50 arasında değişir ve 35 yaşın altındaki kadınlar en yüksek gebe kalma şansına sahiptir.
Evde Suni Döllenme
Bunu seksin yapı bozumuna uğratılmış hali olarak düşünün. Düşük teknolojili veya özel bir doğurganlık tekniği denemek isteyen çiftler evde döllenmeyi tercih edebilir.
Nasıl etki eder: Evde suni döllenme için, erkek bir meni örneği sağlar ve kadın yumurtlama dönemindeyken bunu vajinasına yerleştirir. Sperm, iğnesiz bir şırınga veya servikal kapak ile yerleştirilebilir.
Potansiyel riskleri veya dezavantajları: Sandığınızdan daha fazla risk vardır. Yerleştirme çok derinse veya yanlış yapılırsa rahminizi delmeniz veya enfeksiyon kapmanız mümkündür. Son olarak, yumurtlama problemleriniz varsa evde yapay döllenmenin işe yaraması pek olası değildir.
Başarı oranı: Evde yapay döllenme, çiftlerin çocuk sahibi olmalarına normal bir cinsel ilişkiden daha fazla yardımcı olmaz. Seks ile ya da evde yapay döllenme yoluyla gebe kalma şansı yaşla birlikte azalır. Bir çalışmada, altı denemeden sonra 33 yaşın altındaki kadınlarda yüzde 69, 36 yaşın üzerindeki kadınlarda ise yüzde 25 başarı oranı bulunmuştur.
İntrasitoplazmik Sperm Enjeksiyonu (ICSI)
ICSI, başarı şansını artırmak için döllenmenin ilk adımlarından bazılarını atlayarak IVF'yi (Tüp Bebek) bir adım ileriye taşır. IVF prosedürlerinin yarısından fazlasında, genellikle çok düşük sperm sayısı, düşük sperm hareketliliği veya düşük sperm kalitesi gibi erkek kısırlığı ile ilgili bilinen bir sorun olduğunda gerçekleştirilir. Ayrıca standart IVF ile başarılı olamayan 35 yaş ve üzeri çiftler için bir sonraki olası adımdır.
Nasıl etki eder: Yumurta ve spermi bir petri kabında birleştirmek yerine, döllenme sürecini hızlı bir şekilde başlatmak ve gebe kalma şansını artırmak için doğrudan bir yumurtaya tek bir sperm enjekte edilir.
Başarı oranı: ICSI yumurtaların yüzde 50 ila 80'ini döller. Bu gerçekleştiğinde, başarı oranı geleneksel IVF ile aynıdır - 35 yaşın altındaki kadınlar için hamile kalma oranı %50'ye kadar yükselirken, 41-42 yaş arası kadınlar için bu oran %12'ye kadar düşer.
Olası riskleri veya dezavantajları: IVF invaziv bir süreçtir ve yumurtalarınız döllenme için toplanmadan önce hormon iğneleri vurulmanız gerekir, bu istenmeyen yan etkilere neden olabilir. Birden fazla döllenmiş yumurtanın implante edilmesi de ikiz veya çoğul olma olasılığınızı artırır, bu da olası komplikasyonlar ortaya çıkarabilir.
Bazı eski araştırmalar, kromozom anormallikleri, otizm ve bazı doğum kusurları için geleneksel IVF'ye kıyasla ICSI biraz daha yüksek risk olduğunu ileri sürmüştür. Ancak daha büyük, daha yeni çalışmalar riskin küçük olduğunu göstermiştir. Ve bu risk ICSI'nin kendisiyle ilgili olmayabilir.
Başlangıçta bazı uzmanlar ICSI'nin embriyo kalitesi üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceğini düşünüyordu. Günümüzde ise, doğum kusuru riskinin biraz daha yüksek olmasının, çiftin ICSI yaptırmasına neden olan doğurganlık sorunlarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Doğum uzmanınız, sizin için en iyisinin ne olduğuna karar vermek için ICSI'nin artılarını ve eksilerini tartmanıza yardımcı olabilir.
Doğurganlık İçin Operasyonlar
Bazı rahatsızlıklar, spermin yumurtaya ulaşmasını güçleştiren durumlara neden olabilir. Ancak bazen, sorunu çözmek için ameliyat olmak hamile kalma şansını artırabilir.
Rahim fibroidleri, pelvik inflamatuar hastalık, endometriozis, Asherman sendromu veya tıkanıklığa (veya yara dokusuna) neden olan başka bir durumunuz varsa, bu sorunları ele almak için yapılacak cerrahi müdahale sizin için uygun olabilir.
Nasıl etki eder: Ameliyat, örneğin miyomları ve bunların neden olduğu tıkanıklıkları giderebilir. Aynı durum, pelvik inflamatuar hastalık, endometriozis veya Asherman sendromu nedeniyle fallop tüplerinde, yumurtalıklarda veya rahimde oluşabilen yara dokusu için de geçerlidir.
Potansiyel riskleri veya dezavantajları: Ameliyatların çoğu pahalıdır ("tıbbi olarak gerekli" kabul edilmediği ve sigortanız tarafından karşılanmadığı sürece) ve çoğu invaziv (tıpta müdahale derinliğini ifade eder) olabilir. Özel durumunuz veya prosedürünüzle ilgili başka olumsuzluklar da olabilir, bu nedenle olası riskler ve faydalar hakkında hekiminizle mutlaka görüşmelisiniz.
Başarı oranı: Yine, sağlık sorununuza ve semptomların ciddiyetine bağlı olarak değişir. Bir çalışma, kadınların yüzde 35 ila 53'ünün endometriozis ameliyatı geçirdikten sonra hamile kalabildiğini gösterirken, kadınların yaklaşık yüzde 50'si rahim fibroidlerini aldırdıktan sonra hamile kalabilmektedir.
Diğer Seçenekler Nelerdir?
Başka doğurganlık tedavileri de var mı? Bu seçenekler çok fazla başarı göstermemiştir, ancak bazı çiftler için yine de dikkate değer olabilirler.
Yardımlı kuluçka: Bir IVF (Tüp Bebek) döngüsü, bir embriyo kendini rahim duvarına yerleştirmekte sorun yaşadığında başarısız olabilir. Yardımlı kuluçka, embriyonun dış koruyucu tabakasına küçük bir "çatlak" oluşturmak için lazer ya da asidik bir çözelti kullanan bir laboratuvar prosedürüdür. Potansiyel olarak implantasyon (yerleştirme) sürecini daha başarılı hale getirebilir. Ancak şu ana kadar bu teknoloji canlı doğum oranlarını artırmamıştır.
Endometrial çizik: Bu, rahim zarının ince bir kateterle "çizilmesini" içerir; bunun embriyo implantasyonunu daha olası hale getirebilecek bazı hormonların salınımını teşvik ettiği düşünülmektedir. Ancak gebelik veya canlı doğum oranlarını iyileştirdiği gösterilmemiştir.
Gamet intrafallopian transferi (GIFT): Bu prosedür IVF'ye benzer. Ancak yumurta ve spermi bir petri kabında birleştirmek yerine, yumurta ve sperm doğrudan fallop tüpüne aktarılır (bu laparoskopik olarak, karında küçük bir kesi yoluyla yapılır). Gebe kalmanın vücut dışında gerçekleşmesinden rahatsız olan ve normal sperm fonksiyonu ve fallop tüpleri gerektiren çiftler için tasarlanmıştır. Uzmanlar eskiden GIFT'in bir embriyonun tutunma şansını artırdığını düşünüyorlardı. Ancak IVF teknolojisi geliştikçe GIFT'in modası geçmiştir ve günümüzde nadiren kullanılmaktadır.
Zigot intrafallopian transfer (ZIFT): ZIFT, GIFT'e benzer, ancak yumurta ve sperm laparoskopik olarak fallop tüpüne yerleştirilmeden önce bir laboratuvarda döllenir. GIFT gibi, IVF teknolojisi geliştiği için artık nadiren kullanılmaktadır.
Eğer doğurganlık tedavisi arıyorsanız, suni döllenme ve in vitro fertilizasyon tek seçenekleriniz değildir. Pek çok farklı koşulda pek çok farklı çiftin ihtiyaçlarını karşılayacak seçenekler ve teknolojiler mevcuttur.
Bu nedenle, size ve eşinize en doğru hissettiren seçeneği belirleyin ve ardından doktorunuzla görüşmeye başlayın. Çocuk sahibi olmak için izleyeceğiniz yola birlikte karar verebilirsiniz.