Yeni Yürümeye Başlayan Çocuklar Neden Paylaşmakta Zorlanır? 

Yeni yürümeye başlayan çocuklar, gelişim aşamaları ve çevrelerindeki dünyayı anlamaları ile ilgili çeşitli faktörler nedeniyle genellikle paylaşmakta zorlanırlar. İşte yeni yürümeye başlayan çocukların paylaşmayı zor bulmalarının bazı nedenleri:

  • Benmerkezcilik: Yeni yürümeye başlayan çocuklar, öncelikle kendilerine ve kendi ihtiyaçlarına odaklandıkları bir gelişim aşamasındadır. Başkalarının bakış açılarını anlama ve empati kurma becerilerini henüz tam olarak geliştirmemişlerdir. Bu benmerkezcilik, paylaşım kavramını kavramalarını zorlaştırabilir.
  • Sahiplenme: Yeni yürümeye başlayan çocuklar sahiplik kavramını yeni yeni anlamaya başlarlar ve eşyalarına karşı sahiplenici olabilirler. Oyuncaklarına, kitaplarına veya diğer nesnelere karşı güçlü bir bağlılık hissedebilir ve başkalarının bunları kullanmasına veya bunlarla oynamasına izin vermekte zorlanabilirler.
  • Sınırlı dürtü kontrolü: Yeni yürümeye başlayan çocuklar hala öz kontrol ve dürtü yönetimi becerilerini geliştirmektedir. Genellikle anlık arzularla hareket ederler ve hazzı ertelemeyi zor bulurlar. Paylaşmak, anlık dürtülerini bastırmalarını ve sıranın kendilerine gelmesini beklemelerini gerektirir ki bu da onlar için zor olabilir.
  • Sınırlı dil becerileri: Yeni yürümeye başlayan çocuklar hala kelime dağarcıklarını ve iletişim becerilerini geliştirmektedir. Henüz duygularını ifade edecek veya çatışmaları etkili bir şekilde müzakere edecek sözel yeteneklere sahip olmayabilirler. Bu durum hayal kırıklığına ve başkalarıyla paylaşımda zorlanmaya yol açabilir.
  • Gelişimsel aşama: Yeni yürümeye başlayan çocuklar hızlı bir bilişsel, duygusal ve sosyal gelişim evresinden geçerler. Bağımsızlıklarını keşfetmekte ve bireyselliklerini ortaya koymaktadırlar. Paylaşmak, kontrolden vazgeçmek veya değerli bir şeyi kaybetmek olarak algılanabilir, bu da bu aşamada onlar için bunaltıcı olabilir.
  • Deneyim eksikliği: Paylaşmak, gelişmesi zaman alan öğrenilmiş bir davranıştır. Yeni yürümeye başlayan çocuklar paylaşma pratiği yapmak için yeterli fırsata sahip olmayabilir veya çevrelerinde sürekli olarak olumlu paylaşma davranışına tanık olmayabilir.

Paylaşmanın, çocuklar büyüdükçe ve olgunlaştıkça zaman içinde yavaş yavaş gelişen bir beceri olduğunu unutmamak önemlidir. Sabır, rehberlik ve olumlu pekiştirme ile yeni yürümeye başlayan çocuklar paylaşmayı öğrenebilir ve başkalarına karşı iş birliği ve empatinin değerini anlayabilirler.

Çocuklar Paylaşmayı Ne Zaman Öğrenir? 

Çocuktan çocuğa değişmekle birlikte, çocuklar genellikle 2 ila 3 yaşları arasında paylaşma ve paylaşma kavramını anlama becerisini geliştirmeye başlarlar. Paylaşmak, tam olarak kavranması zaman ve pratik gerektiren karmaşık bir sosyal beceridir. İşte çocuklarda paylaşma becerilerinin nasıl geliştiğine dair genel bir zaman çizelgesi:

  1. Paralel oyun aşaması (yaklaşık 2 yaş): Bu aşamada, çocuklar genellikle diğer çocuklarla birlikte oynadıkları ancak aktif olarak etkileşime girmedikleri veya oyuncak paylaşmadıkları paralel oyunlara katılırlar. Hala sahiplenici davranışlar sergileyebilir ve paylaşımda zorlanabilirler.
  2. Sıra almanın başlaması (yaklaşık 2-3 yaş): Çocuklar, paylaşmanın önemli bir öncülü olan sıra alma kavramını anlamaya başlarlar. Sıralarını bekleme fikrini kavramaya başlayabilirler ve hala tutarsız veya sınırlı olsa da bazı paylaşım davranışları sergileyebilirler.
  3. Artan paylaşım (yaklaşık 3-4 yaş): Çocuklar sosyal ve duygusal becerilerini geliştirmeye devam ettikçe, paylaşma yetenekleri de artar. Hala hatırlatmalara veya rehberliğe ihtiyaç duysalar da oyuncakları, nesneleri veya deneyimleri başkalarıyla paylaşmaya daha istekli hale gelirler.
  4. Empati ve iş birliğini anlama (4-5 yaş civarı): 4 veya 5 yaşına geldiklerinde, çocukların sosyal ve duygusal gelişimi daha da ilerleyerek başkalarının duygularını daha iyi anlamalarını ve empati kurmalarını sağlar. İş birliğinin önemini ve paylaşmanın faydalarını fark etmeye başlarlar.

Bu yaş aralıklarının yaklaşık olduğunu ve her bir çocuğun bu kilometre taşlarına farklı zamanlarda ulaşabileceğini unutmamak önemlidir. Ayrıca, ebeveynler, bakıcılar ve öğretmenlerden gelen tutarlı modelleme, olumlu pekiştirme ve rehberlik, bir çocuğun paylaşma ve prososyal davranış geliştirme becerisini büyük ölçüde etkileyebilir.

Çocuklara Paylaşmayı Nasıl Öğretebiliriz? 

Çocuklara paylaşmayı öğretmek sabır, tutarlılık ve olumlu pekiştirme gerektirir. İşte çocukların paylaşma becerisini öğrenmelerine ve geliştirmelerine yardımcı olmak için kullanabileceğiniz bazı stratejiler:

  • İyi bir örnek olun: Çocuklar yetişkinlerin ve büyük kardeşlerinin davranışlarını gözlemleyerek öğrenirler. Cömertlik göstererek, eşyaları paylaşarak ve sırayla kendiniz alarak paylaşma davranışını modelleyin. Çocuğunuzun sizi başkalarıyla paylaşırken görmesini sağlayın ve paylaşmanın getirdiği olumlu duyguları ifade edin.
  • Küçük adımlarla başlayın: Çocuğunuzu daha az değerli olan veya ellerinde kopyaları bulunan eşyaları paylaşmaya teşvik ederek başlayın. Bu, kendileri için önemli bir şeyi kaybediyormuş gibi hissetmeden paylaşma fikri konusunda daha rahat hissetmelerine yardımcı olabilir.
  • Açıklayıcı bir dil kullanın: Açıklayıcı bir dil kullanarak çocuğunuzun paylaşma kavramını anlamasına yardımcı olun. Paylaşmanın başkalarını nasıl mutlu edebileceği veya iş birlikçi oyun için nasıl fırsatlar yaratabileceği hakkında konuşun. Bu fikri pekiştirmek için "Şimdi sıra sende" ve "Sırayla yapalım" gibi ifadeler kullanın.
  • Sıra almayı öğretin: Sıra alma, paylaşmanın önemli bir öncüsüdür. Oyun zamanı veya evdeki aktiviteler sırasında sıra alma alıştırması yapın. Çocuğunuzun sıranın ne zaman kendisinde ne zaman başkasında olduğunu anlamasına yardımcı olmak için bir zamanlayıcı veya görsel bir yardımcı kullanın.
  • Olumlu pekiştirme sağlayın: Çocuğunuz paylaşma davranışı gösterdiğinde onu övün. Spesifik ve açıklayıcı övgüler kullanın, örneğin "Oyuncağını arkadaşınla paylaşmana bayıldım. Bu çok nazik bir davranıştı!" Bu olumlu pekiştirme, paylaşmanın olumlu ve takdir edilen bir davranış olduğunu anlamalarına yardımcı olur.
  • Alternatifler sunun: Çocuğunuz belirli bir oyuncağa veya nesneye özellikle bağlıysa, sahiplik duygusunu koruyarak paylaşabileceği alternatifler sunun. Örneğin, oyun arkadaşlarıyla birlikte kullanabilecekleri kopyalar veya benzer eşyalar sunun.
  • İletişimi teşvik edin: Çocuğunuza ihtiyaçlarını ifade etmek ve anlaşmazlıkları müzakere etmek için kelimelerini kullanmayı öğretin. Sıra istemeleri veya "İşin bittiğinde o oyuncakla oynayabilir miyim?" gibi kibar ifadeler kullanmaları için onları teşvik edin.
  • Empatiyi teşvik edin: Sıra kendilerine gelmediğinde veya dahil edilmediklerinde başkalarının nasıl hissedebileceğini tartışarak çocuğunuzun empati geliştirmesine yardımcı olun. Başkalarının duyguları ve paylaşmanın herkesi nasıl daha mutlu ve dahil hissettirebileceği hakkında düşünmeye teşvik edin.
  • Yapılandırılmış oyun günleri sağlayın: Paylaşma ve sıra alma fırsatları sağlamak için diğer çocuklarla oyun buluşmaları veya sosyal etkileşimler düzenleyin. Bu etkileşimleri denetleyin ve çatışmalar ortaya çıktığında rehberlik sunarak çocukların paylaşımı içeren çözümler bulmalarına yardımcı olun.

Paylaşmayı öğrenmenin kademeli bir süreç olduğunu, sabırlı ve anlayışlı olmanın önemli olduğunu unutmayın. Her çocuk kendi hızında gelişir, bu nedenle çocuğunuzun bireysel ihtiyaçlarına ve yeteneklerine göre destek sağlayın.

Bu makale yardımcı oldu mu